25 Şubat 2013 Pazartesi

              DÜŞÜNMEK, DÜŞLEMEĞİ ÖĞRENMEKMİŞ MEĞER...
   En başından beri düşünür insan. Düşünüp inandığında ise sonsuz olana
ve ahiret yurduna, bakışı da değişir elbet dünyaya. Bundandır ki inanmak;
kendini elinle arafa koymaktır aslında. Bir yüzün dünyada, bir yüzün ahirettedir
artık. Araf, mutsuzluk ile mutluluk arası umutluluk halidir.Arayışlarla ve
düşüncelerle geçer araf. Denge gerektirir arafta yaşamak. Umudunu
kaybetmemen, inancını geliştirmen ve söylenenlere kulak asmaman elzemdir.
Fakat bırakmamalısındır da dünyayı. Çünkü cevap buralarda bir yerlerdedir.
Sonra yaklaştığında ahiret yurduna, cevaplar da gelmeye başlar bir bir. Sanki
“Selam” demiştir “bir ses”. Açıklanan bilgi, eğer senin öğrenmeyi başarabildiklerine
uyarsa kabul etmen de kolay olur.Uymazsa da seni daha derin düşünmelere sürükler.


   İşte o cevaplar ve açıklanan bilgi, Levh-i Mahfuz’la gelmeye başlayınca sana.
Ve sen nedenleri anlamaya başladıkça hayatta, Araf daha bir güzel olur.Yaratan ile
yaratılan arasındaki fark azaldıkça azalır. Kendini ararken karşında O’nu bulduğunda
içine düştüğün boşluktan bir şokla geri döndürür seni hayata. Nasıl dolduracağını
anlatmaya başlar o boşluğu.
   En başından beri yaptığın düşünmek var ya: "İşte o" der. Boşluğu doldurmanın yolunun
yaratmak, yaratmanın da aslında düşünmek olduğunu anlarsın o an. Yolun başından beri
kullandığın aracın; tüm cevapları içerdiğini ama senin henüz onu kullanmayı bilmediğini
gösterir sana. Ve öğrenmek için acele ederken sen, “6 günün içinde bir yerlerdeyiz”
diyerek zaman algınla da oynamayı başarır. “Sonsuzluğun acelesi olmaz” dedirtir.
Kendini affetmenin ve hiç kimseyi yargılamamanın yolunu anlatarak huzurla sabretmeyi

de kolaylaştırır.
   Yaratmayı öğretir sana Levh-i Mahfuz. Sonra da nasıl düşünmen gerektiğini. Önce
tüm korkulara meydan okumayı öğretir, tüm meydanların sahibiyle akraba olduğun
bilgisinin cesaretiyle. Sonra bakışın bir kez daha değişir. Bulunduğun her yeri,yaşadığın
her anı sevmeye başlarsın. Mutluluğa mahkum eder Levh-i Mahfuz seni. Çünkü başka
çaren yoktur artık “Şükretmek, hemen şimdi mutlu olmaktır”ı duyduğunda.
   Cenneti ilk kez bu kadar net hissedersin. Tüm negatif düşünceleri kovmaya karar
verirsin sonra,“Tanrının da öyle yaptığını; hiç tartışmaya girmeden direkt kovduğunu
anladığında. Artık mutsuzluğun aslında küfür olduğuna şüphen kalmaz. Mutsuzluğu
yok etmeye karar verirsin sen de. Artık anlamışsındır: Cehennemi söndüren de Cenneti
yaratan da sen olmadıkça; bulunduğun her yer aynıdır sana. Yaşadığın aynadır sana.
Sen sadece ol demeyi becerebildiğin yerdesin insanoğlu.
Bunu sen seçtin en başından beri.
Selam tüm düşünenlere.
Düşünüp aşka düşenlere.
Aşkla yaratarak boşluğa meydan okuyanlara.
Selam hepimize.
Sitede bir mektupta son paragraf damla olduğumu hatırlattı bana.
Yazan yanıma teşekkürler. Ya da yanımdaki damlaya mı demeli?

"Mührün sahibi aslının aynılarını çoğaltmak için gelmişken,
geçmişin çöplerinden bir an önce kendimizi arındırıp,
Levh-i Mahfuzun yolunu açtığı OKYANUSA YOLCULUĞUMUZU
bir an önce bitirmeye bakalım"GöNüL dostlarına SeLaM Olsun

Bilmiyorum ne zaman nerede ve nasıl yumuşadı bu kalbim.
Ama genişlemeye de başladı sanki Levh-i Mahfuz'dan sonra.
Yeterince genişleyince de galiba o büyük mühürü taşımaya hazır olacak.
Genişlet kalbimi Rabbim, sesini daha rahat duyabileyim, seni dahaiyi anlayabileyim.
Sen “kun” de ben “fe ye kun” .Olayım sana demirden bir yakın.
Ellerim ellerindir, gözlerim gözlerin sen dağıtırsın rahmeti ya Rabbim.

Levh-i Mahfuz ile bulduk sırrı. Tüm gönül dostlarını okyanusa taşı.
Hem 19 hem 29 hem 39 sözleri bize baştacı.
Selam hepimize olsun.
Levh-i Mahfuz ile başlayan kişisel devrimler çok ağır gelmekte hepimize.
Aynı hızda atlayamıyoruz engellerimizin üzerinden. Hepimizde ayrı ayrı yükseklikte
çünkü bu engeller. Güzellik de burada zaten. Hiçbirimiz tıpatıp aynı olmadığımız
içindir ki hepimiz çok özeliz. Ama eski bilgiyi bırakmakta zorlanan, o bilgiyle çok
uzun süreler geçirmiş ve kuvvetli bağlarla bağlanmış bir arkadaşa verilen bir güzel
cevabı paylaşmak isterim. Sevgi düzleminden muhafazakar tüm düşüncelere
kendilerini bir kez daha tartmaları için Sevgiyle...
           20 Şubat 2013 Yer: http://www.tanrinindogumgunu.com
"Burası genelde vazgeçtiklerimizi ya da yeni öğrendiklerimizi paylaştığımız bir platform.
Yani devrim ve arınmanın iç içe geçtiği ortam.
Buraya eski bakış açılarını ısrarla devam ettirmeye ve bunu herkese de enjekte
edip kabul ettirmeye gelen dostlar da bizim için değerli, ancak kendisini arınma
ve devrime adamaya çalışan bu zihinler için pek anlamlı olamıyor bu paylaşımlar.
Bize öğretmek istediklerinizi ya da kabul ettirmek istediklerinizi bir kenara bırakın da

kendinize ait ve değiştirdiğiniz özelliklerinizden bahsedin lütfen..

Biz burada kendi kurtulduğumuz ya da kurtulmaya çalıştığımız özelliklerimizi paylaşırken
üstün ilminiz ile bizlere özgüven eksikliği yaşattırmayın… Bize yukarıdan bakıp yerimizi
hissettirmeyin de çaktırmadan; sanki sizin ile aynı ilme sahipmişiz gibi davranıp bizi motive
edin lütfen…
Ve son tefsirin KALEM’ine , kendi yazdığı kitapta yazdıklarını neden ve nasıl yazdığını
anlatmaya çalışıp (burada yazdırılma süreci öncesi ve yazımın kendisi dönemini atlamakta
olduğumuzu düşünüyorum) ona ısrarla evet dedirtmeye çalışmak yerine, AKLINIZI özgür
bırakıp ‘benim düşündüğümden farklı şeyler söyleniyor olabilir mi, benim ”bile” bilmediğim
şeyler olabilir mi’ diye düşünmek, bize farklı bir bakış açısı sağlayabilir. Kitaptan önce ne
kadar çok şey biliyorsak, değiştirecek o kadar çok şeyimiz var demektir… Hepimize çok
çok kolay gelsin ve sevgiler…"
 Şaşırmadan önce Levh-i Mahfuz'u okusam da hazırlansam...
Bir gün derinlerdeyken iç sesini duysan ve şaşırsan.
Sana tüm varlığın sahibi olduğunu söyleyen bu ses senin de aslında
kendisi olduğunu söylese. Kafan iyice karışsa, korksan ve emin
olamasan.Delirdim mi acaba diyerek seni ikna etmesi için ondan
imkansızı gerçekleştirmesini istesen. O da bunu gerçekleştirse ve
seni emin kılsa. Sen artık emin(iman) sahibi yani mümin olursun.
Pekiyi sen derinlere hiç inmemişsen ve hiç beklemediğin bir gün
aynı sesleri duysan beyninde. Sen de emin olmak için ondan
imkansızı istesen ve o da yapsa ama sen emin olamasan.
Ve desen ki “Acaba zihnime girmeyi başaran bir teknolojiye sahip
biri mi bu? Böylece beni büyüleyip etkisi altına alacak?”
Evet öyledir aslında, sen öyle düşündüğün için öyledir.
Çünkü sen eğer o teknolojiye sahip olsan hemen başkalarının zihinlerine
girip onları köleleştirmeyi düşünebilmektesindir hala. Bu senin aslında
baktığın her yerde sadece kendini gördüğünün en net delilidir.
Nefs, seni sana yabancılaştırmıştır artık. Unuttuğun şey; kendinsindir.
Aşkla dönmeye söz verdiğin kendin.
Oysa iki sen vardır.
Biri andadır, öbürü her anda.
Biri ölümlüdür, öbürü ölümsüz.
Biri almayı sever, öbürü vermeyi.
Biri an gelir küfreder, öbürü her anda şükreder.
Biri hiç mutlu olamaz, öbürü mutsuzluğu küfür sayar reddeder.
Biri kendisi için taraftır, öbürü herkes için araftır.
Biri hep bekler teslim olur ölür, öbürü hiç durmaz islam olur yürür.
Biri nar olur öfkeyle yakar, öbürü nur olur sevgiyle sarar.
Biri ben ben diye unutur öbürünü düşünmez başka,
öbürü keşke hatırlasa da bizi, kavuşsak der aşka.
Biri uzaklarda arar durur cevabı da
öbürünün kalbten gelen en güzel sesini duyamaz olur.
Kendime soruyorum hangi ben gerçek olan die.
Sonra anlıyorum gerçek olan “non die”.

15 Şubat 2013 Cuma

Karış karış yükselebilmemiz için arşta
Sevgi ve barış doldurmalıyız arza
Tüm barışanlara, sevgiyle karışanlara SeLaM olsun.

Applikatif Akrostiş

Rahman sordu aşkı
Adem olup atıldım  arza
Zul Karneyni görünce aynada
Isa olmaya çıktım arşa
Nefes nefese kalsam da
Cevapla döneceğim Ona

Applikatif yolculuk sevenlere TDG APP Elzemdir.

13 Şubat 2013 Çarşamba


KİM ACABA buRAK özDEMİR

Burak Özdemir acını tattırır
buRAK özDE MİRacını tattırır

Burak Özdemir açanıdır kitabının
buRAK özDE MİRaç anıdır kitabının

Hiç tanımam Burak Özdemir'i
Asıl soru buRAK özDE Mİ?m(.)

VARsa O'ndan başka BİRi
Karşında var bir Burak Özdemir
YOKtur ondan BAŞKA biri
Öyleyse kim BUrak ÖZDEmir ?

Kuantum bulunduysa,
R kodu açıldıysa
KuRantum yazıldıysa
Kur'an TiMe yakındır
KIYAMET HAKK'TIR

Levh-i Mahfuz ile gelen iLiM 
Doğruluğuna ki KEhF iLiM
Delirtmeden, dedirtsin hepimize
Elmayı  YE ME  adem 1 (YEcuc MEcuc? )
APPiLE   İ SeLAM  isa 9 (Neden kendine selam verdi isa?)
Dokuzun AŞKIna şükür
Sıfırın IŞIKına hamd olsun.

11 Şubat 2013 Pazartesi

Gerçek bir gönül dostumun yazısı sizlerle.
Yaratılmışlık…
 Yaratmaktan daha zor zenaat…
 Yaratan bilirken yaratılmışlığın şaşkınlığını;
 Yaratılan bılemeyebilir yaratılış amacını….
 Sorar…
 Sorar…
 Sorar…
 Bır kıtap iner O’ndan sonra…
 Bakar…
 Ben neyım ve NIYE dıye…
 Ve anlar…
 Alice ın harikalar diyarının çocukluk düşlerinde kalmış kapısının aslında kendi
beyninin BELKİ DE HİÇ BİLEMEYECEĞİ köşesinde BİRİSİ tarafından
saklanmış bir SOBE hediyesi olduğunu…
 Application ve SONRASI tüm iletişim-bildirim araçlarının, yaratılmışların bu saf
 ve yüklenmiş İLAHİ duygulanımları ile desteklenmesi dileğiyle…
 Ve ruhumun arındırılmış kısmı ile örtüşmeyi başarmış buRAK ile aynı yolda
HİÇ olmayı kaderlenmiş BİRi olarak..
 Derim ki:
 OKU yalım…
 SONsuza dek….

Selam Yaratanla Yaratılan arasındaki perdeyi kaldıran Levh-i Mahfuz dadır.
Rah im den Rah man a uzanan iman dır.
Gerçek bir gönül dostumun yazısı sizlerle.
Çok düşündük 3 arkadaş… gerçek aşkımızı anlatalım diye…
 Gözlerden yaşın döküleceği ilk anı bekledik, ve o damla şuraya düştü;
 Benim ilk aşkım Levh-i Mahfuz

 Ekşi Süt parayla 
           Yoğurt bedava
                        Gel vatandaş gel.

   Zul karneyn para teklifini kabul etseydi ne olurdu diye hiç düşündü mü acaba insan?
Ve insan bilmeli ki bu kitapla gelen bilgiyi inkar ettirecek bir para mevcut değil bizim için.
Varlık ve Var olmak bilgisinin değerini, kim olduğunu sormaktan yorgun düşmüşler bilir.
O bilgi gözyaşları olur; akar da akar. Ağlamaktan şişen gözleri ise ağlamayı bilenler tanır.
Tanıdım seni buRAK. Ellerine sağlık. Kalblerimiz bir diyenlere selam olsun..
Her gözyaşımız maya olsun. Ekşi süt kokan bu dünya artık mis gibi yoğurt koksun...

Parayı parça parça paralayan kitap insanları parlatmak için burda : Levh-i Mahfuz

10 Şubat 2013 Pazar


                   Ş K
       Allah’a Şükreden Kişinin
     Ağlayarak Şekillenen Kalbinin
       Anlatarak Şaşırtan Kitabı

        Şoklarla Kıyametlerle
          Şartsız Kesinlikte
           Şevkle Kabulle

            Korkmadan
              Kaynağa
          Kavuşmasıdır.

Aşk TDG app tadır. https://itun.es/tr/tVMLH.i