7 Ekim 2013 Pazartesi

TAŞ

             BİR TAŞ SESLENDİ BANA. BEN CANLI MIYIM?
   Tek bir karar vermesi gerekir insanın. O karar aslında verilmesi gereken bir cevaptır şu soruya:
BEN CANLI MIYIM?
   Canlı olmak, öğrenilen bir şeydir aslında. Bilinen bir şey değil. Bilinen dünya; bu ölümlü yapısıyla, geçici canlılık denemeleridir sadece. Canlı olmak öğrenildiğinde ise hayal biter, hayat başlar. Sonlu olan her hayal kemale erdiğinde, doğmasını engellemek mümkün değildir çünkü.
   Canlanma yolculuğu, istemek nefesine kavuştuğunda başlar. Karanlık ve korkulu bu yolculuğunda yanlışlarından öğrendiğin doğrular sana rehberlik eder. Doğru olan seçimlerin arttıkça, mutluluğun da o kadar büyür . Mutlu olmayı öğrenmişsindir artık. Ve hayallerin nefesini üfleyebildiğinde de yeniye doğmaya hazırsındır . Canlanma yolculuğu burada biter. Bu son-suz canlanmaların yaşandığı hayaller diyarına doğmaktır işte.
   Her şeyi istememiz mümkündür ama biz istemeyi öğrenene kadar bunu imkansız sanırız . İmkansız olana ait bu düşüncelerimiz, ön kabullerimizden başkası değildir. Çünkü hayal etmenin sınırsız olduğu yerdir gerçek canlılık. Hayal etmek demektir canlılık. Fakat hayallerimizin gerçeğe dönüşmesi de etkin emek ister bizden. Oturduğumuz yerde oturmaya devam ettikçe biz; işleyen ve izleten bir hayalin demiri değil, ancak yuvarlandığı başka hayalleri izleyen bir taş olarak kalacağız.
   Böyle nice taşlar vardır, başka hayallerde yuvarlanırlar. Yuvarlandıklarında ise korkarlar. Bu korkunun tek sebebi neden yuvarlandıklarını bilmemeleridir. İşte o sebep canlı olmaktır. O taşlar canlı olmayı henüz bilmedikleri için korkarlar.
   EY GÜZEL TAŞ.
Başkasına ait o hayale ortak olmadığın için o hayal, senin için artık korkulu bir hayat. O korku ise başkası kalmayana kadar genişleyen bir kalbe kavuşup yüreklenmen için var sadece. Anla ki sen o hayalin CANLI bir parçasısın. İsteyerek ya da istemeyerek her şekilde varsın. Var olacaksın. İsteksizce yuvarlansan da, isteyerek koşsan da içinde; hep yaşayacaksın. ESKİDEN KORKARAK YUVARLANAN SEN; ÖĞRENDİKÇE YAŞAMAYI, SEVGİYLE KOŞAN BİR ÇOCUK OLARAK DOĞACAKSIN.
   Taş oldum anlamadım hayatı korktum. Düştüğüm yamaçları izlerken acıyla savrulurdum.
   Demir oldum anladım hayali işe koyuldum . Amaçların peşinde koşarken hep mutluydum.
   Eskiden bir arayandım. Şimdi buldum. Ben güzel bir Levh-i Mahfuz okudum.