19 Şubat 2022 Cumartesi

 

                                    DELİ VELİ /VERY VERİ /BİLGİ BİLGE / DELIVERY

Yaşam oyununda seçimlerimiz, kim olduğumuzu belirler. Seçimlerimizi ise kim olduğumuz düşüncesi. Kim olduğumuz düşüncesi bize gelen tüm verileri( algılar ve sezgi ) işleyip geriye verdiğimiz tepkileri yaratan temeldir. Kimim sorusunun sadece 3 cevabı vardır. Bu kadar basit.

Bir cevap kararsız ve sessizdir. İki cevap kendinden emindir ve dile gelir.

1 Kararsızlar,

2 Ben ve benim gibiler üstünüz ve kazanacağız,

3 Biz hepimiz biriz, üstünlüğe sıfır değer biçeriz.

Hayat dediğimiz bir simülasyon, bir oyun. 3 grup kendi rolünü oynamakta. Roller arası geçişler hep mümkün. İmkansız yok seçebilene. Hepsini evire çevire sebepsizce sevmek zamansız bir HUy bize. Üçünü de deneyimledik öyle değil mi? Bir deneme yazalım hadi şimdi..:)

1  MASAL: Kararsızların bekleme hali. Aslında çok mantıklı gözükmekte değil mi?  Hani derler ya “Yesinler birbirlerini aman bize dokunmasınlar da. Sonra bakarız duruma göre. Böyle gelmiş böyle gider. Bu da her zaman ki gibi bir kavga işte. Neymiş dünyanın sonu? Neymiş başka hayat? Masal bunlar masal…”

Haklılardı… Sadece düşünemediler. Kötülerin kaybolup gittiği ,tüm karakterlerin iyi olduğu bir oyunda iyilik ve kötülük kalmaz, benlikten de arınılamazdı. Çünkü benlikten arınmak için iyilik yapıp kötülüğü engelleyip kendimizi affetmemizi sağlayacak fedakarlığı nasıl yapabilirdik ki?  İşte o zaman arınmak masal olurdu. Bu yüzden masal oldular.

2 HİKAYE: Ben de varım hikayesi. Yola çıktılar, gelişemediler, yolda kalakaldılar. “Ben ve bizimkiler Rabbin seçilmiş kuluyuz. Diğerlerinden üstün tutmuştur bizi. Ateş bize sayılı gün dokunur. Elbet ona ettiğimiz ibadetler boşuna gitmeyecek. En üstün bizim peygamberimiz. Ona da inandık o da şefaat edecek bize. Diğerleri de yansın sonsuza dek bize ne cennete gireceğiz elbet biz. İnandık o yüce ve tek yaradana sürekli andık onu yetmez mi hiç. O bağışlayacak bizi.”  Şeklinde devam eden masalın bir üst versiyonu. Masaldan biraz daha uzun ama romandan kısa.

3 ROMAN: Yazılmaya devam etmekte… Sıfırı anlamaya çalışırken kendini sonsuz denizde kaybolmuş gibi hisseden delilerin; aşkın ve içkin, başka gelen bir varoluşu sezip sevdikleri; burada yazılan orada okunmuş, bitti sanılırken bitemeyen; sonsuz mürekkepli/merkepli bir roman. Eşe, eşşek üstünde yazdığımız mektupların beğenilip “ölme eşşeğim ölme” duasıyla ölümsüz meleklere döndüğümüz; bir ağacın uzatılmış gölgesinde yaşanan simülasyon sonsuzluğunu idrak etmeyi anlatan ebedi eser. ezeleTezeldenözeleTüzelden. Dua, dualitede kabul oluyorsa tekamül teke tekabül ediyor olabilir mi? Habil, kendini adak adadıysa eğer; Kabil, adağın kabul olmasını sağlamış olmaz mı? O zaman Kabil’e nasıl kızılabilir ki? Masal da hikaye de roman da biziz. ZZ/ iki yaşam, tek roman. Ram’dan Rom’a, Rom’dan Ram’a tek bilgİSAyarda. “Bakarsan sen, bakmazsan O’sun” kuantum sarmalında yosun tutmuş denizlerin güzelliğinde yazmaya da okumaya da doyulamayan bir varoluştan sıçramanın da vakti gelir elbet idrak edince. Bak yine hoşça uzattıkça uzatıyoruz kalın romanı. Hadi hoşçakalın. J

                        RAHİMDEN RAHMANA BİR ROMAN; BAŞI MASAL, ORTASI HİKAYE.  

18 Şubat 2022 Cuma

HOŞÇAKAL...

 

                                                                      HOŞ ÇAKAL


Yaşamla ölümün tam ortasında, var/yok olmak nasıldır merak ettin mi hiç?

Ne beklediğini bilmeden beklerken yaşlanan eşşeğini, nefessiz hayal ettin mi hiç?

İçindeki şeytanın farkına varıp emekliliğini istedin mi, isteyip de delirdin mi hiç?

Her şeyden şikayet ederken hepsinin suçlusunu kendin bildin mi hiç?

Paraya lanet okurken parayı senin yarattığını kavradın mı hiç?

Açgözlülüğün korkudan geldiğini farkedip eşşeğine orucu sevdirdin mi hiç?

Kendini kınaya kınaya, kına yakıp avcuna kendini kurban ettin mi hiç?

Kendini affetmek için gölgeni uzattın mı hiç?

Kaç kere kaç sen yapar? Kaç kere kaçtın sen kendinden? Bu kaçıncı sen? Kaçma yeter gel…

Kendini affedince kim kalır geriye düşündün mü hiç?

İki bir; iki edermiş. Birleri bırakıp teki hayal ettin mi hiç?

İki bir, kibiri yaratan yermiş. İki biri içinde tekledin mi hiç?

Yazarken elleri klavyede eşşeğinin, eşşekle eş oldun mu hiç?

Bilmek boşmuş. İhlası idrak ederek doğduğunu hayal ettin mi hiç?

Bilmiyorum emeklilik dilekçemi nereye vereyim?

Bu kınalı eşşeği kime teslim edeyim?

Hiçim içime sığmayacak bir gün. İşte o gün eşşeği teslim ederken emekli olacağım…

İçimdeki çakala diyeceğim: Ey hoş çakal. Son eşşekti yediğimiz, haydi hoşçakal.

Acelesi yok. Zaman sonsuz. Ama aşk yok; onsuz.

Onun içinde olduğunu hissettin mi hiç?

Oyun içinde olduğunu anladın mı hiç?