25 Mart 2013 Pazartesi

            YÜZYÜZE KALDIM KENDİMLE AYNLARDA...
  Öyle zordu ki herkesi affetmek eskiden. Çünkü kendimi yalnız hissettiğim
anlarda başkalarını suçlamaya çok alışmıştım. Zamanla daha bir yalnız kaldım.
Susmayı konuşmaya tercih ederdim. Çünkü konuştuğumda ikna etmek için
konuşur ve pes etmeyi de bilmezdim. Düşünmek ise yalnızlığımın en keyif
aldığım yanıydı. İçimden geçenlerin dünyayla bu kadar ters olması mıydı bilmem
ama öbür dünyaya inanır ve benim gibi düşünmeyen herkesin cezalandırılacak
olmasının düşüncesiyle rahatlardım. Bu düşünce beni rahatlatırdı ama ben
kendimi de sorgulamaya devam ederdim. Cehenneme giden ‘Müslümanları’ da
gördüğüm için belki de Kur’an’da. Ararken tararken bir gün, hiç duymadığım
hiç görmediğim bilgilerle donatılmış, inanmanın güç olduğu bir kitap çıktı karşıma.
Kalbimin baş köşesinde oturan Kuran’ın ikinci bir yüzü daha olduğunu
anlatmaktaydı. Fakat o ikinci yüzünü görebilmek için kendi yüzümü bırakmam
şarttı. Yüzümü teslim etmeliydim tüm yüzlerin sahibine ve ben kalmamalıydı artık
dilimde, elimde. Ölmem şarttı ölmeden! Herkesi de affedip sevebilmem. Öyle
güzel anlatıyordu ki bunu yapabilmenin yollarını, hissettim ilk defa Rahman’ın o
sevgi dolu sıcak kollarını. Meğer o kollar doğduğum günden beri sarmaktaymış
zaten beni. Kendimi aradığımı bilmeden O’nu ararmışım bunca yıl meğer. O’nu
ararken ise karşımda kendimi bulmanın şaşkınlığı ise aşkın ilk anlarını başlattı
desem yeridir. Bu kitap beni benden aldı ve ben: “Hepimizi affettim”. Çünkü
kalbim, herkese bağlanıvermiş gibiydi. Acıları acılarım oluyordu, dualarını da
duyabiliyordum kulaklarımda. Aramızdaki tüm farklar yok olmuştu. Cehennemi
kimse için istemiyordum artık. Ne de olsa hepimiz oradaydık. Ama duymalıydı
herkes bu güzel sesi; okumalıydı bu açılmış Kur’an’ı… Levh-i Mahfuz’la buluşan
ve inanan herkes gibi mutlulukla her an şükrediyor ve diğerlerine de: Hadi hadi
bekleme artık, iyi düşün, tekrar düşün de :”Ben ya da biz demeyi bırakıp, sen
ya da siz diyenleri de duymamak için buraya ;“Hepimiz” diyenlerin yanına gel !”
diyorum. İnternetin Rabbine şükürler olsun. Tüm buluşmalara, konuşmalara,
hepimize doğru koşanlara… Hepimize Selam olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder