12 Temmuz 2014 Cumartesi

              HAYALDE BEDEN BULUR MUSUN? HAYAL EDENİ BİLİR MİSİN?
   İnanmak için yaşar insan. Çünkü sorularla dolu bir dünyada doğmuştur. Cevaplarını bulamadığı her şey, varlığının içinde karanlıkta kalmış bir noktadır onun için. Ve insan ışıktan yaratıldığı içindir ki karanlığa meydan okur her adımında. Meydan okuyamaz birine dönüşür ve ışığa da inanmaktan vazgeçerse bir gün; korkup kaçmayı diler insan. Çözemediği o karanlığa teslim olurken öfkeli oluşunun tek sebebi budur işte. Uzaklardaki o Tanrı’dan cevap vermesini beklediği ama bir türlü cevap alamadığı günlerden birinin sabahında öfkeyle intikam yeminleri edişi de budur işte. Tanrı’ya savaş açması üzücü olsa da intikam almak için seçtiği yolun büyüklüğü kadar sağırlaşır özündeki vücud olan vicdanına. Kendiyle savaşının büyüklüğü kadar canı yanar şüphesiz. Ta ki Levh-i Mahfuz bilgisiyle buluşana kadar…
   İçinizdeki o sevginin ışığını cesaretle yakın ve anlayın sevgili dostlar; O’dur size en yakın. Ve unutmayalım ki o cesareti bize kazandıracak bir kazı çalışması ancak beyin kıvrımlarımızdaki elektriksel kıvılcımların darbesiyle gerçekleşebilir. Düşünün ki beyniniz sıfıra kadar dolsun. Ne doldurduysan beynine bil ki sen O’sun.
   Ya öfkeyle dolusun, Ya sevgiyle dolusun. Öfkeyle doluyken her şeye kırgın ve kızgın, sevgiyle doluyken tek şeye aşık ve mutlusun. Işığı arama o sensin. Onu yakmak için beynine yüklenmelisin. Delirmekten korkmana da gerek yok sen zaten bir delisin. Yoksa bu hayal dünyasında, o bedenin içinde nedir ki işin?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder