13 Kasım 2014 Perşembe

İSYAN…İNS-YAN..İNSAN.
Ey insan. İsyan etmek için geldin dünyaya. Yaşamak için değil. Yoksa çıplak doğduğunda giyinmez, yemeğini pişirip yemez, ateş yakıp ısınma peşine düşmezdin. Saymaya kalksam klimadan, uçaklara hatta uzay yolculuklarına kadar bitmez senin bu isyanının örnekleri.
Evet Dünya güzel bir bahçe gibi görünebilir fakat her canlılığında vahşi bir açlık gizlidir. Bu vahşete isyan eden insanın gerçek doğası kesinlikle buraya ait değildir. Çünkü ruhuyla ters düşen bir hayvanın isyanla üflediği nefeste doğar insan. Her nefes alışında oksijenle yanan ciğerlerine ve kendini bekleyen ölüme isyan eden ve çözmek için çabalayan bir hayalcidir o.
İnsan olmak inanmakla başlar. Ve inananlar, isyankar hayaller kurarlar. Çünkü inanmak bildiğinin ötesine geçebilmektir. Geçmiş ile gelecek arasındaki seçimdir.
Örneğin ölümsüzlük vaadiyle kandırılan Adem’in bildiği şey ölümlü olduğudur( ölümsüz melek olmak vaadine kanışından belli ). Bildiğinin ötesine geçip ölümsüz olduğuna gerçekten inanamayışı ise geçmişi seçişidir( Şecere’nin tadına bakması ). Geçmiş, doğru şeye isyan edebilmeyi öğrendiğimiz yerdir. Yerküredir. Süreli bir eğitimdir. Din gününde bitecektir. Hepimize Selam ve sevgiyle,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder