21 Haziran 2014 Cumartesi

          DİNİ TARTIŞMALARDA ORTAK ZEMİN ETÜDÜ
İnandığım bir tartışma gerçekliği var. O da insanın tartışmayı sevdiğidir. Bu sevgi bazen fayda yerine ona zarar verir. Bunu önlemek için işin temeline inip insanların özledikleri özlerine odaklanmaları gerekir. Unutmamalı ki sağlam olan şey temelden gelendir. O temel “Ben kimim?” sorusuna verilen cevabın içinde gizlidir. Son olarak “Tartışmak, özde buluşamayanlar için vakit kaybıdır” diyerek tartışabilme denkliğinin denklemine dair denemeye başlıyorum…

1- Tanrı var mı?
Bu gerçekte anlaşamamış insanlar din hakkında hiç konuşmasın çünkü zemin yok.
Burada tek konuşulabilecek olan Tanrı’nın varlığıdır. Din değil.

2- Tanrı var ama…
Bu ama ifadesinin devamı “…var ama sadece benim/bizim inandığımız Tanrı gerçek.
Diğerleri bilmiyorlar ya da yanlış biliyorlar. Hatta Tanrı da denmez, Allah denir ya da God denir ….denir vs.”
Bu kesinlikte Tanrıyı tanıdığına emin kimseler de hiç tartışmasın çünkü sizin “emin etüdünüz” zemini fena bozuyor.

3- Tanrı bizi neden yarattı ve O nasıl ?
Bu sorularda gerçekten samimi olan birileri varsa ve “Ben” kelimesini de az kullanabiliyorsa
orada tart-ışma zemini oluşur. Bu zeminde insanlar birbirlerinin fikirlerini tartarak kendi
değerlerinin ağırlıklarını arttırabilirler. Karşılıklı faydalanırlar ve öğrenirler. İşte bu özde yani
“Öğrenen İnsan” olduğu gerçeğinde buluşanlar dışında tüm tartışmalar vakit kaybıdır..

4- Din hakkında geniş tarifler yapabiliriz ama Tanrı içeren bir dini düşünürken şu gerçekle
yüzleşiriz. İnanan birisi için din, Tanrı’yı doğru anlama yoludur. Bu yolda doğru yönü bulmak isteyenler de O’na kalpten inananlardır. Kalpten inananlar için doğru yön de yine kalbin içine doğru olur. Kalp nasıl aşık olursa inananlar da O’nu öyle bulur. O, yaşamadan bilinmez ve bilmeden de yaşanılmaz bir kelime olur. Anlat desen de anlatılmaz söz olur. Tartışmak, kalbin içindeki o kelimeye varana kadar güzeldir de sonra birden çok gereksizmiş gibi görünüverir.
Onun için tartışmak istemeyenleri tartışmalara davet etmeyin. Bilin ki onun derdi başkadır.

5- Bu din mevzusunu konuşsak da konuşmasak da bu işin sonu nereye çıkacak?
İşin sonu nereye çıkar kısmında inançlar ikiye ayrılır. Ahiret inancı olanlar ve olmayanlar diyebiliriz kısaca. Başka bir ifadeyle:
A- Dünya’dan başka çıkılacak bir yer yok. Burası son duraktır. Sonsuza dek burada yaşarız inancı. Bitmez reenkarnasyonlar ve varılmaz nirvanalar inancı da denilebilir.
B- Dünya sonrası bambaşka bir yaşam daha var. Burası tek değil bir de orası var inancı. Ahiret ya da öteki dünya ya da orası diyebilirsiniz. Farketmez.
Dünya ile noktayı koyan insanlarda ötesi olmadığı için de onlar ile orayı konuşmanın bir anlamı yoktur. Çünkü ahiret inancı olmayan ile ahireti konuşacak bir zemin yoktur.
Ahiret inancı olan dinlere gelince. Onlar da ikiye ayrılır.
a- Orası sadece kendisi gibi inananların girebileceği cennetler ve diğerlerini bekleyen cehennemler yurdudur. Orayı konuşmaya ve anlatmaya doyamaz bu arkadaşlar. Bu gruplar içinde korkutucu cehennem ve zevk dolu cennetler anlatılır da anlatılır. İnsanları bölük bölük böldükleri için yarattıkları tüm sınırlar nedeniyle burada aç kalan kardeşlerini yüzüstü bırakıp cennete gitme hayalindedirler hepsi. Benim suçum yok ben iyi bir insanım düşüncesinin onları benlik sınırları içine hapsedişinin henüz farkında değildirler ve fark edene kadar tartışırlar da tartışırlar…
b- Bu hayat ile öteki hayat arasındaki kapının ya da deliğin farkına varmış ara-fazı görebilenler. Kendini diğer insanlardan üstün ya da alçak görmezler. Tüm insanlar için eşitlik ve adaleti birlik içinden bizliğe erdirmek için uğraşırlar. Sınırlara inanmayan ve bölmeyi değil birleştirebilmeyi hayal edenlerdir onlar. Cenneti, kalbindeki tekliğin sesiyle yaşayan ve yaşadıkları her yere teklik bilincini taşıyıp “Biz Hepimiz Biriz” sesini durmadan coşkuyla haykırır bu çocuklar. Ve tartışmak yerine hep birlikte hayırlara koşarlar.

Tartışmalı Özet: Hakikat burada ise burayı konuşalım. Yok hakikat orada ise orayı konuşalım.
Eğer burası ile orası arasında bir kapı varsa kapıyı konuşalım.

Tartışmasız Özet: Tanrı ve Ahiret kısımları kapıya gelene kadar tartışılır.
Kapıyı görenler ise kapıdan geçmek için Aş.k ile yardımlaşır.

ÖZdeki rahmET.
KİM olduğu-m/n-u SİNene sor. Anlarsın ki hakikat, asla SEN’i terk etmeyendir. Hem burada hem orada daima seninle birliktedir. Orası ile burası arasındaki tek engel uzanıp açman gereken bir kapıdır. Bu kapı da ancak burada kendi başına öğrendiklerin ile kendi hakikatini değiştirmen sonucunda yaşatacağın yeni seni oraya ulaştıracak zorlu geçiş köprüsünün adıdır. O köprü, tüm eski asık suratları mutlu suretlere çevirecek olan bir Sırat’tır.
Hepimize Selam ve Rahmet ile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder