2 Eylül 2014 Salı

        SEVGİYE DÖNÜŞ EVE DÖNÜŞ
Mutlu olabilmenin önündeki engeller hiç bitmeyecek gibi görünüyorsa mutluluğu nerede aradığını yeniden düşünmenin vakti gelmiştir. Çünkü ancak zahmetini çektiğin şey, rahmetle dolduruyorsa kalbini mutlusun.
Kaçarak kurtulabileceğin üzüntüler yok. Çünkü sana yapışan yüklerin tutunabileceği zeminleri sen yarattın. Unutma ki ateş suda söner ama suyun altında ateşle yaşayıp onu taşıyabilen sert bir zemin varsa durum değişir. O zaman, su buharlaşıp yerden yükselir. Çevrende sana temas eden ve ses çıkarmadan kabul ettiğin sevgiden uzak her sertlik seni yavaşça ısıtıyor ve sen o ateşi söndüremeden kayboluyorsun. Oysa ateşle doğrudan temas edebilmenin hayaliydi belki işin. Sen ne ara sana şekil vermeye cesaret eden kaplara boyun eğdin de akarsu olduğunu unutup taş kaplara doluverdin. O kaplardan arınmadıkça da kaynayıp içindekileri pişireceksin. Hani bu sefer pişirmeye değil söndürmeye gelmiştin? O taş orada arada iken pişen de pişiren de aslında sensin. Göğe yükselsen bile işine yoğunlaşıp yeniden yere ineceksin. Er ya da geç taşı delip söndürecek ve içindeki ateşi öldüreceksin. Ateş sana o zaman olacak serin.
Bir damlaydı Ashab-ı Kehf, buhar olmadan döndüler okyanusa. Ve bir gün; bulutlar değil okyanus yağacak bu arza. Rahmetle sönecek o zaman tüm ateş. Ve eve dönecek hayaldeki eş. Hepimize Selam ve Rahmet ile,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder