AYNa, söz almak üzere
Bizler bir akışın içindeyiz. Süresi
bulunan bir yerdeyiz. Ve bu yerde, ancak öleceğinin farkında olarak dünyaya bakanlar
sonrasını görebilecek anlayışa ulaşırlar. Bu anlayış, varoluşu yaşayarak
öğrenmek, “öğreten”i bulmak ve anlamaktır. Arayanlar, bilirler ki gerçek “Hep var olan”dır ve bu yüzden
kaybolanları sevmez onlar. Sonra da ayna karşısında, kaybolacak olan
kendilerine kim olduğunu sorarlar. Arayanlar, cevap almaya hazır olduklarında ise
süre bitimine yaklaşılmış ve hayalden gerçeğe uyanılmak üzeredir…
Beyninin kontrol edilebileceğini düşünenlere sormak isterim.
Varlığınızın tüm kontrolleri elinizde mi gerçekten. Ölümsüzlüğe kavuşmuş ve her
isteğiniz anında gerçekleşebilmekte de bunu mu kaybetmekten korkmaktasınız? Farkında
mısınız “Tanrı bile beni Tanrı olduğuna ikna edemez” demektesiniz. Sahipsiz
sandığınız bu dünyada korktuğunuz sahte tanrıları gözünüzde büyüterek, büyülendik
demek için hazırlanıyorsunuz. (Enam 25 bize mucizelerin inanmak için yeterli
olmadığını zaten anlatmakta)
Unutmamalıdır ki gerçekten büyülenenler, büyüklenenlerdir. Büyüden
kendini çıkaramayanlar, büyüye kendilerini sıkı sıkıya bağlayanlardır. Ey
insan! Gerçekle arandaki tek engel sen misin yoksa? Son nefesini vermeden nefsi
vermeye ne dersin?
Nefs hakkında nefis bilgilerle kendi büyünden seni uyandıracak Levh-iMahfuz’u sorgula sonuna kadar korkusuzca. AYNa, söz almak üzere çünkü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder