16 Nisan 2014 Çarşamba

                                         UNUTULMAYAN AŞK-I AYN
   Meryem'in doğum sancısında(...el mehâdû...) yok olmayı dilediğini duyan bir cahil; anlamadan yargılamış ve onun kaderine isyan ettiğini sanmıştı. Anlamadığı gerçek sadece bu da değildi üstelik. Bir bahçedeki en güzel
bitkilerden biri olarak yetiştirilen Meryem'in İsa'yı nasıl doğurduğunu da hiç anlamamıştı o. Fakat acelesi yok
kimilerinin Musalar gibi. Anlayana kadar güzelleşip yetişince iki denizin birleştiği yerde; zaten anlayacak o da
Muhammedler ümmetini.  
   En zor olan yolları geçince bir güzel bahçeye varır insan. O bahçe, aslında maskeli bir kelepçedir kendi ellerine keyifle taktığı. Ve en güzelden bir önceki son perdedir bu. Var olmak, işte bu güzel rüyayı da kendi isteğinle terk etmek kadar zordur insana. Yok oluşunu dileyen bir nefesin, aslına varma aşkına melekler anlam vEremez. Erenin kelimesi ise şu olur: "Dünyaları verseler de erseler keşke aşka. Bilseler ki o.Aşk b.Aşka."

"Der beni" der gül, gelir zevke
"Dar bana" der gönül, erir teke

"Yar bana" der gül, gider zevke
"Yer beni" der gönül, erer teke

"Yar der" arar durur gül
Yer, dar olur uçar gönül

Dolan vakit geçer açar gül
Ecele yakın görünür gönül

Konuverir gönül yere
Gül dönüverir gönüle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder