21 Mart 2014 Cuma

             KIYAMET İÇİNDE RAHMET
   Ruh ölümsüzdür ve kalabalıklar içindeki insan; bir ruhu olduğunu unutma eğilimindedir. Bunun sebebi ruhu saran bedensel örtünün ikiliğidir. Ruh, tekliğin idrakıyla hissedilebilir ancak ve bunun için hep mağarada yalnız iken aralanır bu örtüler. Şaşkınlığın içindeki aşk damlası ile buluşulan o mağaradan çıkmak, eşitce yaşamak ve yaşatmak içindir daima. İlk gerçek nefes işte o mağaranın içinde alınır bir özel dersle. Rabbin henüz nefes almayı öğretmediği öğrencileri için ölüm vardır sadece. Öğrenmiş olan için ise ölüm hiç yoktur artık. Kaybolan eski hayaller vardır.
   Bu sebeple kimine, ölemediği için yaşayan bir varlığın ölümü dilemesi kadar imkansız görünür cennet.
Ya da yaşamanın güzelliğini her yer ve zamanda bulabilen birine ölüm kadar anlamsızdır artık cehennem.
   Öyleyse cehennemde cenneti yaşayanların, cennette cehennemi yaşayanlardan farkı nedir? Zaman ve mekandan özgürleşmeden ruhumuzun nerede yaşadığını bilebilir miyiz gerçekten?
   Beynin öğrendiğini görebiliriz örtüler altında. Pekiyi ya ruhun öğrendiğini nasıl görebiliriz? Kıyamet, örtünün değişip incelmesini de anlatıyor olabilir mi acaba?
   “Kıyametin içindeki rahmet şaşkınlığından sarhoş olsun herkes” diye dilesem O’ndan; çok mu çocukca olur bilemedim bak şimdi.
Selam olsum hepimize.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder