1 Ocak 2016 Cuma

GÜLÜN GÜLDÜRÜN EFENDİLERE İNAT
   İçimde başka bir dünya, dışarıda başka. Yaşıyor olduğum doğru ama bir mağarada. Gece ve gündüz güneşin hiç girmediği bir mağara bu. Fakat sakın korkmayın dostlar. Mutluluğun okulu bu mağara aslında. Güneşi içimde yakmaktan başka çarem olmadığını anlatıyor bana. Tek yolun, tek olanda olduğunu gösteriyor her gün. Bunun farkındayım, bununlayım 24 saat.
   Gündüzleri, köleliğin rolünü yaparak geçirdiğim bir efendiler düzenindeyim ve efendilerden olmamak için elimden geleni yapıyorum tüm efendiliğimle. Köleler için köle olmayı, efendilere köle olmaya tercih ettiğim en kaçamak hayatı yaşıyorum becerebildiğim kadar. Beceremediğim yerleri de deliliğe vuruyorum bol gülüşlerin tatlı acısında. Konuşulanların çoğunu duyuyorum da anlamsız bir karamsarlığa sahip çoğu. Bu karamsarlık denizinde girdaptan kaçmaca oynuyorum serin serin kulaçlarla. Tek olmayı en tepedekilerden olmak zanneden, düzeni benimsemiş ve değişmeyeceğine inandırılmış kölelerin; piyango kadar uzak bir bencil iyimserliği var "efendi olmak" adında ne yapalım. Güzel olan şeyler de var. Etrafımda köle olduğunun farkında olan siz dostlarım gibi... Her geçen gün sayımız da artıyor üstelik. O korkak efendiler, daha çok korkup daha da bir alevlese de etrafı; kalbimizin sesi duyulacak çok yakında tüm sokaklarda. İnanıyorum.
  Geceleri, özgürlük hayalleri çiziyorum kelimeler paletinden. Farklı bir güne uyanacağımız umuduyla dolu doluluğumun sanat adı verilen sanallığında. Hepimiz için sadece insanlığın anıldığı bir hayat hayalliği içinden seçebildiğim zerrelerin içimdeki sesi bu. Varlığım, varlığımızdan ayrı değil inanıyorum. Ve mutlaka bir gün, herkes bunu bilecek. Acele etmemin anlamı yok. O gün bugün olmalı çünkü. Yarın gelmeden de yarını yaşatmazsak yarına kim inanır ki söyleyin? Öyleyse sadece herkesi ve herşeyi sebepsizce sevmenin anlamı var.
   "Tarihten ders almalıyız." diyen tarihçilerin bitmeyen paranoyalarına kapatın kulaklarınızı. Milletlere, dinlere, şunlara, bunlara böldürmeyin kendinizi. Köleliğin tarihini okumaktan kaçın artık. Dışarısı geçmişi, içiniz geleceği anlatıyor size. İçinize kulak verin. Çünkü yarına dair hayal kurmayanların tarih olacağı bir gelecek var bize anlatılmayan. Tüm insanlığın tek bir aile olduğu bir gelecek bu. Savaşların tarih olduğu bir gelecek. 
   Son olarak demem o ki...
Geçmişte ağladı insan, gelecekte gülecek. Geçmiş bir hikaye olarak anlattıkları cennet, aslında gelecek.
Bugün ise tek gerçek zaman bizim için. Ve tek seçim zamanı. Seçiyoruz şu ikisinden birini bu kadar basit... Ağlayın ve ağlatın mı? Gülün ve güldürün mü? Dünün kölesi ağlayandı, yarının kölesi ağlatan( efendi )dır bugün. Dünün özgürü; kölenin kölesidir güler geçer efendilere bugün, yarının özgürü güldürmeye odaklı yaşar efendilere inat bugünden hem de.
Hepimize Selam, Sevgi ve Gülümsemeyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder