30 Mayıs 2014 Cuma

                 GÜNDÜZ UYUYANLARI
   Sokaklardayım bugün. İlgi çeken bir kalabalık çarpıyor gözüme. Ülkesindeki iktidar sahiplerinin getirdiği yasaklara ya da yaptığı hatalı uygulamalara karşı çıkan bir grup insan toplanmış anlaşılan. Kararlı bir şekilde duruyor, eleştiriyor ve dertlerini anlatıyorlar. Tamamen şiddetten uzak bir eylem içindeler.
   Bir süre sonra aralarına molotof ve taş atan, her yere zarar veren ikinci bir grup insan katılıyor. Nereden çıktı bu kontrolsüz öfke dercesine üzülüyorum. Pekiyi çözüm ne? Bu iki grup birbirine karıştığında ilk grup ikinci grubu uzaklaştırabilir mi sizce? Şiddet kullanmayanlar, şiddet yanlılarına söz dinletebilir mi gerçekten? Size nasıl görünür bu yeni grup şimdi?
   Hiç hayal kurmamalı. Şiddetin dünyasına alışmış her göz gibi siz de o grupta sadece şiddeti görmeye devam edecek ve kuvvetli olanın zayıfı ezen hükmüne sessizce boyun eğeceksiniz. Kendi canınız yanana kadar da her acıyı; hep sessizce izleyeceksiniz. Yoksa siz ateşin gezip dolaşan ve her ocağa mutlaka düşen yapısından habersiz misiniz? Ya da bir zamanlar cahilce: “Ateş bize dokunmaz” mı demiştiniz?
   Mutsuz ve dertli birini görmezden geldikçe biz, hepimiz; ateş hiç sönmeyecek. Oysa ateşi suçlamak yanlış! Su gibi olmamız için var o. Ve bu ateş, tüm insanların su olabilme gerçeğine uyandığı gün değişecek. Bu değişim, içimizde yeşerip büyüyen meyvelerle beslenen tüm kurumuş toprakları da değiştirecek.
   “Kâh çıkarım gökyüzüne seyrederim alemi. Kâh inerim yeryüzüne seyreder alem beni.” Bu sözlerdeki gibi düşün ve gör şimdi dostum: Beden elbisesine bürünmüş sen; yeryüzündesin şimdi bunu unutma. Haydi yap en sevgi dolu işini de izlesinler seni. Gündüz uykunu bozsa da dinle şu daveti: Yaşama geri dön ve bırak artık sadece alemi izlemeyi. Alem izlesin Ademi. Uyan Adem uyan. Bir halifesin sen, isimleri taşıyan. Selam ve Rahmet ile,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder