20 Kasım 2013 Çarşamba

       BİR Mİ TEK Mİ?
   Bir çocuğun oynarken yaşadığı mutluluğu kendi içinde hissedemeyenler vardır. Onlara göre çocuklar gürültücü varlıklardır. Hatta onlara göre kendi ruh halleri o sırada ne duymak istiyorsa onun dışındaki her ses gürültüdür. Dünyanın ondan izin almadan dönmesine bile öfkelidir onlar.
   İşte tek ruh olduğumuzu unutmanın bedeli bu öfkedir. Bu öfke, yalnız ve terkedilmiş bir ruh olduğunun yanılgısında kilitli kalmaktan ileri gelir. İşte bu kısırdöngü; yalnız olanın yalnız olmadığını anladığı bir derin sessizliğin, tek olanı anlatmasıyla son bulur. Zaman denilen geçit, yalnız olan birin tek olduğunu anlayacağı sıfırlanma yolculuğudur. 
   Tüm birler kendi ilahlıklarını ararlar ve onlara göre her yer, ilahlar savaşıdır. Arayışları ölümle de bitmez bu savaşcıların. Ölüm, hakikati henüz bulamayan birlerin yeniden bir bedenle birlenmeleridir sadece. Arayış, ölmeden ölmek anlamına gelen sıfıra varmakla biter sadece. 
   Sıfır: Artı ve eksiyi anlayan geniş bir bakışın ortasındaki noktadır. Kendine selam verebilen insanın ruh haline kavuşmaktır. “La ilahe illallah”ı dilinle söylemek değil, kalbinle anlamaktır. Sıfır, Levh-i Mahfuz’dadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder