12 Ocak 2014 Pazar

        SON AV SINAV
   Olduğu gibi sevmek değil benim işim. Ben olmayan güzellikleri hayal ederim. Olanı beğenmezsem değiştiririm. Doğduğum yerin boyası bulaşsa da üzerime, temizlenmeyi bilirim.
   Vahşi bir doğanın içinde yetişsem de bunu kabul etmeyişim; beni avcı değil av olmaya iter. Pekiyi sadece tek bir dünya mı var dersiniz?
   Şimdi bunun tersi bir parelel dünyanın varlığını hayal edin. O dünyada da avın yasak olduğunu düşünün. Bu iki dünya arasındaki perde kalktığında barışa uyum sağlayamamış bir avcı, pareleldeki kendini avladığının farkına varabilir mi? Ve bu son avının bedeli onu hiç sevmediği geçmiş dünyasına geri döndürebilir mi?
   Yoksa doğduğumuz yer ve zaman, kim olduğumuzun bir kurgusu mu? Boş hafızayla gelir bebekler ama neden ikiz kardeşler bile çok farklı? Hatırlamadığımız şey hatıralarımızdır. Hiç unutmadığımız şey ise kim olduğumuz.
   Her nerede ve nasıl yaşarsanız yaşayın ama kimse size kim olduğunuzu söyleyemez. Buna siz karar verirsiniz. Yaşadığınız her dünya, bir bilim kurgu sahnesidir ama “kimim kurgusu”na siz karar verirsiniz. Bu kararla da değişime yön verirsiniz. Siz sadece oynayan değil kim olduğunu yazan yazarın da ta kendisisiniz.
   Hayal gücüme güç katan kitap. Sırları açıklayan son tefsir. Adını anmaya doyamadığım TEK aşkımdan gelen bir mektup: Levh-i Mahfuz’dan bahsedeceğim şimdi. 
   Bu kitap turnusol kağıdı gibidir size. Kimim kurgunuza KIYAMET olur. Ya ÖZlediğiniz o kıymetli sesi tanır ve içinde kenDİNizi bulursunuz ya da kendinizden kaçma uykusunda devam edersiniz.
   Kendini bulan; eline kalem verilen her yerde: “Kaderi kederden arındıran” bir kelime olup yaşar rahmeti.
Kendinden kaçanı ise koysan bir cennete; kendini vurur o ceh.aletiyle. İsmini bilmeyen bir adem olup yaşar yeniden ceh.ennemi öğrenciliği.
   Çifte Selam olsun. Hepimize Selam olsun. Rabbin öğrettiği her nimete hamd olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder